9 Haziran 2018 Cumartesi

TÜRKİYE'NİN "BLACK MIRROR"U


Yeni Nesil Bağımlılık Üzerine Deneme (Edebiyat içerir)



Uzak tutulsunlar istiyorum… Çiçeği burnunda canlar hayatının baharında kefenle tanışmasın istiyorum… Sanal dünyanın deryasında çırpınan nice yaşamlar kaybolmasın istiyorum… Parmakları yapraklardan evvel kara camlara sürülmüş nesiller yetişmesin istiyorum… Zehrini damara değil gözlere akıtan teknolojiden çocuklarımız artık uzak tutulsunlar istiyorum.

Bağlanma gereği duyar çocuklar. Kendisini yalnızlığa sürükleyen davranışlarla büyütülürse somut duyularını kaybetmeye başlar ve bağlanır birden kimlik bulduğu sosyal ağlara. Önce umudunu sonra hayallerini kaybeder yavaş yavaş. Kendisini iyi hissettiğini düşünür ama bilmez o hissiyatın geçici olduğunu. İdrak edemez gözlerini çevirdiği anda gerçek hayatın ipine yeniden dolanacağını. 

Komutla yönlendirilmiş bir neslin sancısı saplandığı zaman milletin bağrına, toplu halde yaşayıp yalnızlık naraları atan bireylere dönüşür çok geçmeden. Sosyal medyanın asosyal insanları, sosyal görünme uğuruna değişen kişilikler, yorum köşelerinde konuşlanan klavye savaşçıları ve ucu bucağı görünmeyen dijital evren. Nereye gidiyoruz. Neyle besleniyoruz ki bizi bu denli yalnızlığa iten sorunlarla mücadele etmekten kaçarak kendimize yapay kimlik edinir olduk.
Ne zaman akarsuyun akışına kapıldı bu saatler. Ne vakittir sabır taşımız bu kadar çabuk çatlar oldu muamma. Kim inanırdı ki bağımlılığın rotasının değişebileceğine. Karaktere bürünmüş medyanın kılavuz olabileceğini kim bilebilirdi ki?

Bakmalı insan. Bir kere dahi olsa bir çocuğun gözlerine bakmalı. Işığı sönmüş çocuk gözleriyle doluysa sokaklar, yankılanmıyorsa akşam ezanına kadar bağırış sesleri, kabuk bağlamış dirsekler, yıpranmış paçalar, kırık camlı evler yoksa o sokakta tehlikenin farkında değiliz demektir. Oyalansın diye eline tutuşturduğumuz bilgisayarların bir gün anne-babaların yerini alabileceğini görememişiz. Görememişiz ki daha on altısındaki çocuğun sanal balina tarafından son nefesinin verilmesine tanık olmuşuz.

13 Nisan 2018 Cuma

C:\ DİSKİ TEMİZLEME YÖNTEMLERİ


Hepimiz biliriz ki, işletim sistemini kurup kullanmaya başladıkça zaman içinde sistemde artık dosyalar birikir. Bu dosyalar kullanılmadığı gibi sistemde zamanla giderek daha fazla yer kaplamaya başlar.

Ben kendi bilgisayarımda her zaman kontrol edip sildiğim klasörleri sizlere burada anlatmak istedim. Bu klasörlerin içini sildiğim için ne bir sistem hatası aldım.Ve ne de sistemimde bir yavaşlama söz konusu oldu. Güncellemeleri sorunsuz aldı. Herhangi bir programın kurulmasına,kaldırılmasına veya çalışmasına en ufak bir zararı yoktur. Hazırsanız başlayalım.

1. Temp Klasörü:
Windows7 de 3 tane temp klasörü vardır.Bu klasörlerin içine girip içinde ne varsa temizleyebilirsiniz.Bu klasörler şunlardır.
1. C:\Users\Kullanıcı adınız\AppData\Local\Temp
2.C:\WINDOWS\Temp
3.C:\Documents and Settings\All Users\Temp

2. Prefetch Klasörü:
C:\Windows\Prefetch
dizininde olan bu klasör aslında uygulamalarınızı daha hızlı başlatmak içindir.Ama zamanla çok dosya birikir.Bu Prefetch klasörünün de içini de güvenle silebilirsiniz.

3. Güncelleme İndirme Klasörü:
C:\Windows\SoftwareDistribution\Download
dizininde olan bu klasörün içinde windows7 de güncelleme yaptığınızda dosyalar ve klasörler önce buraya açılır ve yükleme buradan yapılır.Güncellemeyi yapıp windowsunuz güncel olduğunda
Bu Download klasörünün içinnde ne varsa silebilirsiniz.

4. İnstaller Managed Klasörü:
C:\WINDOWS\Installer\$PatchCache$\Managed
dizininde olan managed klasöründe güncelleme sonucu değiştirilmiş sistem dosyaları yer alır.Güncelleme sonrasında bir sorun yaşamadıysanız ve güncellemeyi kaldırmayı düşünmüyorsanız
Bu Managed klasörünün içinde ne varsa silebilirsiniz.

5. MSOCache Klasörü:
Bu klasör Microsoft Office nin herhangi bir sürümün kurduğunuzda C diskinizde oluşur.Bu klasörü silmeyeceğiz.D veya varsa E diskinizde güvenli biryere taşıyınız.
Bu klsör sadece kurulumda ve office yi sisteminizden kaldırmak istediğinizde işe yarar.Güncelemelerini kurulumunda rol oynamaz.Officeyi program ekle kaldırdan kaldırmak istediğinizde sizden bu klasörü ister.Gözat deyip taşıdığınız yeri gösterin.Sorunsuz kalkacaktır.Bunu anlatmamım sebebi Acronis veya Norton Ghost ile yedek alıyorsanız boş yere 600 mb tın üstünde bir klasörü de yedeğin içinde olmasının anlamsız olduğunu düşünmemdir.Bu arada Office 2013 kladırılırken benden MsoCache klasörünü istemedi(C diskinden taşıdığım halde.Diğer sürümleri istiyor.Yine deOffice 2013'e ait bu MSOCache klasörünü kesinlikle silmeyin.)

6. Windows Defender:
Eğer ayrı bir güvenlik programı kuruyorsanız windows defender'e ihtiyacınız yok demektir.O zaman windows defender'i devre dışı bırakalım.
Başlat > Çalıştır > services.msc yazıp enter tuşuna basın.Gelen ekranda Windows Defender yazan satırı bulun ve sağ tıklayıp özellikler e tıklayınız.
Başlangıç türünü Devredışı yapın ve uygula butonuna basınız.Sonra aynı ekranda Durdur butonuna basıp uygula butonuna basınız.Tamam butonuna basıp ekranı kapatın.Şimdi aşağıdaki adreste yer alan klasör içindeki
alt klasörler ve binfile uzantılı dosyas hariç geri kalanı siliniz. mpcache- ile başlayan dosyalar.
C:\ProgramData\Microsoft\Windows Defender\Scans

7. Windows Gezgini Resim Önİzleme Deposu
C:\Users\Kullanıcı Adı\AppData\Local\Microsoft\Windows\Explorer
klasörü içinde küçük resim önizlemeleri depolanır.Bunu doğrudan silemeyiz.Ama hileyle sileceğiz.
thumbcache_1024.db
thumbcache_256.db
thumbcache_32.db
thumbcache_96.db
dosyalarının hepsini seçin ve yeniden adlandır deyin.Rastgele bir isim yazın.Diğerlerine karışmayınız.
Şimdi windows gezginini yeniden başlatınız.Ve aynı klasörü açtığınızda bu dosyaların yeniden oluştuğunu göreceksiniz.Yeniden isimlendirdiğiniz bu eski db dosyalarını siliniz.
Birkaç mb kârınız olur.

8. C:\Windows\SoftwareDistribution\DataStore klasörü:
Bu klasör içindeki DataStore.edb dosya ne işe yarıyor bilmiyorum(Tahminim şu: Windows Updateyi açtığınızda tarama yaparken oluşturduğu bir dosyadır.) ama sildiğimde windows7 yi yeniden başlattığımda aynı dosyayı sistem yeniden oluşturuyor.Ki öncekine göre(Önceki 139 mb tı bende.Yenisi ise 8.3 mb)
Data store klasörü içinde logs isimli alt klasör var.O klasörün içindeki tüm dosyaları da silebilirsiniz.Bu dosyaları sildiğinizde sisteminizle ilgili güncelleştirme bilgileri silinmemektedir.
Eğer Data Store.edb dosyasını silemiyorsanız windows updateyi otomatik güncelleştirme seçeneğini devredışı bırakıp sistemi yeniden başlatnca siliniz.

9. Kaspersky Pure 3.0 Dosyalarını Silelim:
Bu işlem sonucu kaspersky size onarım uyarısı verecektir.Ve 120-170 mb arasında güncelleme yapacaktır.Eğer kota sorununuz yoksa bu işemi uygulayınız.Hazırsanız başlayalım:
Önce Purenin kendini koruma işlevini devre dışı bırakın ve pureyi kapatın.Sonra aşağıdaki adrese gidiniz.
C:\ProgramData\Kaspersky Lab\PURE13\Bases
o adreste aşağıda ismi verilen 5 klasörün içinde ne varsa siliniz.
Adbu
Apu
klava
Parctl
Wmuf
İşlem bittikten sonra Pureyi açın ve güncelemeyi başlatınız.Yaklaşık olarak 100-140 mb arasında yer kazanırsınız.

10. Windows Search dosyaları:
Eğer windowsta fazla arama yapmıyorsanız, Search' kapatabiliriz.Bunun için önce Bilgisayarım > Program kaldır veya değiştir'e tıklayın.
Gelen pencerede Windosw özelliklerini aç veya kapat sekmesine tıklayın.Gelen özellikler penceresinden Windows Search ı bulun ve yanındaki onay işaretini kaldırınız.Ve onaylayıp sistemi yeniden başlatma 
isteğini kabul edin.Sistem yeniden başlayınca aşağıdaki klasöre gidiniz.

C:\ProgramData\Microsoft\Search\Data\Applications\Windows

bu klasörün içinden sadece dosyaları silin(edb, jrs, txt ve chk uzantılı dosyalar.).Klasörleri silmeyin.Alt klasörlerin içeriklerini de silmeyin.
Bu işlemi yaptığınızda 40 ile 100 mb yer kazanırsınız...

11.Windows 7 yi kurarken.
Bu işlemi sadece w7 de denedim.Diğerlerinde işe yarar mı bilmiyorum.
Bilgisayarınıza format attıktan sonra hemen güncellemere geçmeyiniz.Eğer Net framework kuracaksanız önce net framework 4.5 i kurun sonra güncellemeleri yükleyin.Eğer defender kullanmıyorsanız onu ne kurun ne de güncellemelerini alın.Böylece tam emin olmasam da 100 mb tın üstünde yer kazanırsınız.Belki de daha fazla.

12.Ofis Güncellemelerini alırken....
Ofis 200-2007-2010 veya 2013 yüklediniz.Yüklerken belirli özelliklerini yüklediniz.Örneğin word,excel,powerpoint yüklediniz.Bu durumda güncellemeleri alırken seçici davranın.Sadece yüklediğiniz özelliklerle ilgili güncellemeelri seçin gerisi gizleyin.Böylece yüzlerce mb yer kazanırsınız.


2 Ekim 2017 Pazartesi

GOOGLE ARAMA YÖNTEMLERİ


GOOGLE PÜF NOKTALARI


Arama yapmadan önce...
Öncelikle aramaya başlarken yazdığınız cümlenin harflerinin doğruluğundan emin olun. Birden fazla kelime girdiğiniz zaman karşınıza milyonlarca hatta milyarlarca sonuç çıkıyor. Bunlardan sadece iki yada üç tanesine tıklıyoruz. Bu durum hem internetimizin kotasını vakum gibi emiyor hem de aradığınıza ulaşmanız zaman alıyor. Sonra da diyorlar ki benim internet paketim neden bitiyor. Bu yöntemlerle aradıklarımıza ulaşmamız daha da kolaylaşacaktır.

Arama yaparken...
Google arama motorumuz sandığımızdan daha akıllıdır. Sadece aratmak istediğimiz kelimeleri onun dilinde yazmamız gerekir. Anahtar kelimelerimiz birden fazla ise ("...") tırnak içinde yazarak kelimeleri bir bütün halinde karşımıza çıkarabiliriz. Tırnak içine almadığımız zaman kelime kelime arattığından çok fazla sonuç karşımıza çıkmaktadır.

Google büyük harf küçük harf algılaması yapamaz dümdüz yazabilirsiniz.

Bazı arama sonuçlarında virüs ve bilgisayarınızı tehdit edebilecek kötü yazılımlar içerebilir bu yüzden antivirüs programınız bilgisayarınızda kurulu olsun.

İnternette yer alan her bilgi doğru değildir. Doğru sonuçlara ulaşabilmek için iki üç sonuca ve kaynakların güvenilirliğine bakmak gerekebilir.

Hayatımıza kolaylık getiren arama yöntemleri...

inurl: Aranan kelimelerden ilkini web sitesinin URL'sinde yani adres satırında diğerlerini de metinde arar.

allinurl: Aranan kelimelerin hepsini adres satırında arar.

intitle: Aranan kelimeleri başlık satırında arar. (intitle:"istanbul tarihi") şeklinde yazarsanız tırnak içerisindeki kelimeleri baz alarak sadece başlık satırlarında yer alan sonuçları karşımıza çıkarır.

intext: aranan kelimeler sonuçların metin kısmında yer alır.

filetype: Google tarafından desteklenen dosya formatında sonuçlar elde etmemizi sağlar. Mesela; pdf, ptt, txt, xls gibi uzantılara sahip dosyalara ulaşmak için bu yöntem kullanılır.

Örneğin; filetype:pdf Girişimcilik filetype:ptt kişisel gelişim. (ptt uzantısı powerpoint yani sunum dosyası halinde dosya indirebilmemizi sağlar.)

cache: Google'nin daha önce belleğinde sakladıkları güncel olmayan eskide kalmış fakat işimize yarayabilecek dosyalara erişebilmemizi sağlar. Örnek;www.ahmet.com.tr

info: Site hakkında bilgi verir.

link: Aranan siteye başka sitelerin vermiş olduğu bağlantıları bulur.

define: bir nevi sözlük görevi görür. Örnek; define;maden

inanchor: Aranan kelime sayfanın bağlantı tanım metinlerinde geçmelidir mesela; telefon inanchor:ucuz

related: Bir sitenin içerik olarak benzerini bulur.

OR: İki terimden birini bulmak istiyorsanız kelimelerin arasına OR kelimesi yazmanız yeterli.



KODSUZ ARAMA FİLTRELEME
Eğer kodlarla uğraşamam ben diyorsanız Google'nin ana sayfasında Gelişmiş Arama bölümü var oradan istediğiniz filtrelemeyle arama yapabilirsiniz.

AKADEMİK ARAMA
Akademik kariyeriniz varsa ve sadece akademik yazılarla ilgileniyorsanız "http://scholar.google.com/" sitesinden sadece akademik çalışmalara ulaşabilirsiniz.

GOOGLE EN ÇOK ARANAN KELİMELER
Google'de en çok aranan kelimeleri takip edip analiz yapmak istiyorsanız da sizin için önerebileceğim bir site var. "http://www.google.com/insights/search/" adresini kopyalayıp tarayıcınıza yapıştırmanız yeterli. 2004 yılından beri en çok aranan keilmelerin ayrıntılı bilgileri yer alıyor.

Okuduğunuz için teşekkürler. Eklemek istediklerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz...

Grafik&Fotoğraf

30 Eylül 2017 Cumartesi

E-TİCARET HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER

Türkiye internetle 90’lı yılların sonunda tanışmaya başlamıştır; ancak yeterli alt yapının olmaması nedeniyle ülke geneline yayılması zaman almıştır. 1999 yılından itibaren internet kullanıcılarının sayılarında artış gözlemlenmiştir.

Teknoloji ve bilim ilerledikçe artık insanlar kitap karıştıracak vakit bulamıyor merak ettikleri konuları internet üzerinden hızlı ve rahat bir şekilde araştırıp istedikleri bilgiyi elde edebiliyorlar. Nitekim hızlı ve rahat ulaşım internet ortamının bir ticarethaneye dönüşmesinde etkili rol oynuyor.



E-Ticaret Nedir?
Elektronik İletişim aslında uzun zamandır ticaret alanında kullanılıyordu. Ama internet ortamının ticaret ile birleşmesi çok yenidir. E-ticaret kısaca her türlü ürünün elektronik iletişim kanalları kullanılarak satışının yapılması veya satın alınmasıdır.

Ülkemizde ilk olarak bazı alışveriş merkezleri internet üzerinden satış siteleri kurmuş, ayrıca kurumlara veya bireysel girişimcilere e-dükkân kiralayan servis sağlayıcısı hizmeti sunmuşlardır. Bu da internetle doğuştan haşır-neşir olan genç jenerasyonun ilgisini çekmiş ve alanında kendini geliştiren, bir şeyler üretip satmayı başarabilen bireylerin internet sitesi kurup ticaret yapmaya başlamasına olanak sağlamıştır. Böylece E-Ticaretin ilk adımları atılmıştır.

İnternet ve Reklam İlişkisi
İnternetin ticaret alanında kullanılmasındaki rağbetin artmasının en önemli sebeplerinden birisi de maliyetinin düşük olmasıdır. Yüksek kira ödemeden, masraf yapmadan, küçük reklam bütçeleriyle tüm dünyaya ulaşabilirsiniz. Web sitenize gelen müşterilerinizle iletişime geçebilir, ürününüzü tanıtabilir, şikâyet ve talepleri değerlendirebilirsiniz.

Fakat her sektörde olduğu gibi internet sektöründe de alanında uzman kişilerin danışmanlığı ile reklam hazırlanması ve yayınlanması daha sağlıklı olacaktır. Aksi halde gereksiz görsel fazlalığı olan siteler, fazlaca ayrıntıya girilmiş yazılar, ürünle alakası olmayan fotoğrafların yer alması gibi durumlarda toplumun ilgisini çekmek pek kolay olmayacaktır. Veri tabanının güncel tutulması da tıpkı dükkânı her sabah erkenden açıp etrafı temiz tutmak gibidir.

Önemli bir noktaya da değinmek gerekirse e-mail yöntemi ile reklam yapmaya çalışmak satıcının kalitesini ve güvenilirliğini düşürür. Bu yönteme başvurmak düşük maliyetli bir iş olsa bile şahsi posta kutularında istemediği reklamları görmesi insanların canını sıkabilir.



Sanal Güvenlik
Sanal ortamda yapılan ticarette en önemli faktör güvenmektir. Birbirini görmeden tanımadan yapılan alışverişlerde kredi kartı bilgilerini girmek ilk kullanımda her insanı tedirgin etmektedir. Bu güvenlik sorunu normalde SSL (Secure Socket Layer) dediğimiz network üzerindeki bilgi transferi sırasında gizlilik ve güvenliğin sağlanması amacıyla geliştirilmiş bir güvenlik protokolüyle gideriliyor. Yani girdiğiniz bilgiler internet tarayıcısı tarafından şifrelenmektedir ve üçüncü kişilerle paylaşılamaz hale gelmektedir. Bununla birlikte günümüzde mevcut e-ticaret sitelerinde mutlaka bir güvenlik açığı bulunma ihtimali vardır. 

Yani hiçbir zaman tam anlamıyla güvende olduğumuzu söyleyemeyiz. Bunun farkında olan bankalar alışveriş sırasında çeşitli güvenlik yöntemlerine başvurmuşlardır. SMS ile onaylama seçeneği, sizin belirlediğiniz bir sorunun cevabı, tek kullanımlık şifreler gibi her banka kendine özgü güvenlik yöntemleri geliştirmektedir.

E-ticaret yaparken bazı basit güvenlik tedbirleri de alınabilir. Kredi kartları sadece sanal ortamlarda kopyalanmıyor. Mesela bir lokantaya gittiniz ve hesabı kredi kartıyla ödemek istediniz. Garsonun sizden kredi kartını aldıktan sonra fotoğrafını çekmesi veya kartınızın bir kopyasını çıkarması çok vakit almayacaktır. Kredi kartıyla ödeme yaparken kasaya gitmeyi bir prensip haline getirmek basit bir tedbir olabilir.

Bankamatikleri sık sık kullanmanız gereken bir pozisyondaysanız internet üzerinden hesap özetini günaşırı kontrol etmenizde fayda var. Aksi halde bankamatiklere yerleştirilen ufak bir cihaz ile kartınız kopyalanabilir ve bilginiz dışında kullanılabilir.

Bunlara ek olarak bazı akıllı telefon uygulamaları aktif edilmeden önce dosyalara erişim izni istemektedir. İçerisinde casus yazılımın olup olmadığını bilemeyiz. Bu sebeple kredi kartı numarası, TC kimlik numarası gibi önemli kişisel bilgileri telefonlarımıza kaydetmememiz doğru tercih olacaktır.

Nitekim E-Ticaret kullanırken adı fazla duyulmamış sitelerden alışveriş yapılmaması tavsiye edilir. Ünlü ve büyük firmalara ait alışveriş sitelerini kullanmak daha güvenli olacaktır.

Ne mutlu…
Günümüzde e-ticarete adım atmamış olan şirket sayısı yok denecek kadar azdır. Bununla beraber bireysel olarak satış yapan ve özel bir topluluğa hitap edenlerin sayısı da bir hayli fazladır. Toplum olarak artık sosyal medya kullanımına alışmış olmakla birlikte gereğinden fazla reklamlarla karşılaşmak bazen sıkıcı olabiliyor. Kullandığımız uygulamaların içerisine yerleştirilen reklamlardan, izlediğimiz filmlerin, dizilerin içerisine yerleştirilmiş gizli reklamlara kadar her şey ticarete dönüşmüş durumda.

"E-Ticaret’in faydası olduğu kadar da zararları da var tabi. Biz her ne kadar bu durumdan memnunmuşuz gibi görünsekte aslında birbirimize olan güvenimizin azaldığının farkında değiliz. Ne mutlu insan ilişkilerini sanalda olduğu gibi reelde de koruyabilenlere..."


Değerli görüşlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz teşekkürler.


Grafik&Fotoğraf

11 Mart 2017 Cumartesi

ADIM ADIM İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Geçmişten Günümüze Sosyal Medya
Sosyal medya artık hayatımızın içinde. Günlük gazetelere ve son dakika haberlerine bakmak çok kolay, hatta çevremizdeki insanların neler yaptıklarına dair ip uçlarına ulaşmak artık neredeyse parmaklarımızın ucunda. Dur durak bilmeyen bir serüven gibi, her gün yeni güncellemelerle karşımıza çıkan ve kendimizi alıkoyamadığımız tehlikeli bir sektör.

1950'li yıllarda Türk Sanat Müziğinin yerine yabancı ve batı müziklerinin ülkemize lanse edilmeye çalışılması, 1990'lı yıllarda çizgi filmlere gizli mesajların yerleştirilmesi gibi toplumumuzun ahlakını bozacak unsurların artmasını göz önünde bulundurursak, sosyal medyanın da olumsuz yönde kullanılabileceğini söylemek boynumuzun borcu. Yoksa kaynak gösterilmeksizin ve nereden geldiği belli olmayan görseller eşliğinde dayatılan bazı hatalı bilgilerin yayılması Siyonizmin yeni silahı mı?



Ağzı Olan Konuşuyor, Fikri Olan Düşünüyor, Olmayan Eleştiriyor.
Yalan bir haberin sahteliğini anlayan her ne kadar çok insan olsa da, doğruluğuna inanan insanlar da var maalesef. Ses montajları, fotoğraflar üzerinde yapılan değişiklikler ve videolar üzerinde yapılan montajlar arttıkça, toplumların birbirlerine olan güveni de azalıyor. Artık insanlar yeni tanıştıkları kişilerin sosyal medya hesaplarını inceledikten sonra arkadaşlıklarını ilerletiyorlar, kimileri sen şu'cusun diyerek ötekileştiriliyor, kimileri de sen bizdensin denilerek standart bir fikir kalıbına sokuluyor. Farklı bakış açısıyla konuya açıklık getirmeye çalışan, aynı topraklar üzerinde yaşadığımızı dile getiren üç beş kişi ise acımasızca eleştiri yağmuruna tutuluyor.

Sosyal Medyada Kişilik Analizi...
Günümüzde sosyal medyanın kullanılış amacı günden güne değişiyor, uzun süreli kullanılan sosyal medya hesaplarından artık kişilik analizi yapılabilir hale geldi, bu durum insanları topluma karşı olumlu yönde mi, yoksa olumsuz yönde mi etkiler bilemeyiz. Bunu kişinin sosyal medyayı kullanım şekli belirler. Olumsuz etkileyebilecek sebeplerden örnek verecek olursak; İnsanları etkileme isteği, egosunu tatmin etme duygusu, beğenilme arzusu gibi bir çok hastalığı da peşine takıyor. Özellikle ergenlik çağlarındaki çocukların bilinçaltı mesajlarla dolu olan medya sektöründen olumsuz şekilde etkilenme olasılığı daha fazladır.

Jenerasyon Çatışması...
Günümüzde teknolojiden anlamayan yaşlı nüfusun git gide yalnızlaşmaya başladığını fark ediyoruz. Bunun sebeplerinden biri; bir kişinin kullandığı sosyal medya hesabının birden fazla olması diyebiliriz. Bayramları ve özel günleri sadece 140 karaktere sığdırıp, görüntülü arama teknolojisinden de faydalanarak hem tatili hem de ev ziyaretlerini aradan çıkartmayı düşünerek biraz ayıp mı ettik! Ne mutlu hem ziyaret edip hem de arayabilene...

Yaşlı nüfusun internetten uzak kalması, sosyal medyadan faydalanamaması her ne kadar jenerasyon kırılmasına yol açsa da hızla gelişen internet sektörü artık iletişimin vazgeçilmez kaynağı haline geldi. "beş dakika daha oturayım anne..." cümlesi bir çocuğun ağzında her ne kadar masum dursa da, kontrolsüz şekilde internet başına bırakılan çocuk için, o kaybettiği beş dakika, beş yıla dönüşebilir. Sık sık telefona bakma isteği, yerli yersiz yapılan cep kontrolleri, kolunda saat varken cep telefonundan saate bakmak gibi davranışlar teknoloji bağımlılığının belirtileri olabilir.



Teknoloji ve internet bağımlılığı...
Teknolojinin insan hayatına getirdiği sayısız faydaları vardır. Ancak bireyin kullanma şekli bu faydaları zarara dönüştürebilir. Teknolojiyi ölçüsüz ve amacı dışında kullanmaya başladığımızda hayatımıza ciddi zararlar verebilir. İnternet ve teknoloji bağımlılığı diğer bağımlılıklar gibi yeni bir teknolojik ürüne ulaşılamadığı zaman kişiyi güçsüz ve zayıf hissettirebilir, bu durum teknoloji bağımlısını ruhen çöküntüye uğratabilir, dolayısıyla çevresindeki insanlara karşı asabi ve asosyal davranışlar sergileyebilir.

Günümüzde bazı kuruluşların teknoloji ve internet bağımlılığını diğer bağımlılıklar ile aynı listeye koyup bu hastalığa karşı savaş açtıklarını biliyor muydunuz?...




Grafik Tasarım & Fotoğraf


10 Kasım 2016 Perşembe

NEDEN PARA KAZANAMYORUM - YOUTUBE PÜF NOKTALARI



Nereye Kadar YouTube ?

Bir zamanlar "ya oyun oynayarak para mı kazanılırmış git ders çalış!" diyen amcalarımıza dedelerimize sorarım, o küçük gördüğünüz hakir gördüğünüz sırf ders çalışmıyor diye dışladığınız çocuklar şimdi internet fenomeni haline geldi ve gelmeye devam ediyorlar.

Vazgeçilmez video paylaşım platformu olan YouTube'i Google satın aldıktan sonra çok büyük değişikliklere imza attı. Daha bundan birkaç yıl önce yani 2013-2014 yıllarında "Abone Ol" butonunu piyasaya sürdükten sonra ben şahsım adına söylüyorum o butonu çok ciddiye almadım. Facebook ve Twitter varken YouTube'de kim birbirini takip eder ki dedikten sadece iki yıl sonra kanallar bir güncelleme ile para kazanabilir hale geldi.

Bazı insanlarımızın paraya biraz düşkün olduğu aşikar. Oyundan futbola, makyajdan yemek tariflerine birbirinden farklı kategorilerde bir çok kanal ortaya çıkmaya başladı ve başlar başlamaz hemen ardından şikayetlerde gelmeye başladı. "hani çok az para geliyor, bu ne la buda paramı, aman ben sıkıldım uğraşamıycam." gibi...

Sanıldığının aksine aslında YouTube'den o kadar kolay para kazanılmıyor. Hemde Türkiye gibi reklama yatırımın çok az olduğu bir ülkede...

Gelin bunu detaylı inceleyelim;

YouTube aslında çok cimri bir platformdur. Bunu da yine bir Google aracı olan Blog sitesinde yazmam biraz komik tabi..

Yurt dışında ortalama bir reklam başına ayrılan bütçe 10$ ise bu rakam Türkiyede 0,01$, ne kadar komik değil mi?

Bundan yola çıkarak şunu tavsiye ederim ki eğer ingilizceniz çok iyiyse kesinlikle ingilizce içerik üretin.

Gençlerin bir hevesle bir heyecanla başladığı içerik üreticiliği bir yerden sonra sıkmaya başlıyor ve para kazanamadıklarından şikayet edip yarıda bırakıyorlar, bu da internetin bir video çöplüğüne dönmesine sebep oluyor.

Yani bir konuyla ilgili kaliteli veya kelitesiz olsun çok fazla video atıldığı için artık deneme yanılma yolu ile kaliteli olan video yu bulabiliyoruz.

Özgün içerikler üretmek yerine ya da sırf birilerine izletmek beğendirmek için paylaşımlar yapıldığı sürece ne üreticiler mutlu olur ne de istediği videoyu izlemek isteyen insanlar.

Kısaca YouTube senin videona para vermiyor ya da senin videona tıklandı diye sana yüzlerce dolar para vermez bunu bekleme.

Biraz acımasızca olacak ama YouTube'nin senin videona ihtiyacı yok bu tür kanallar YouTube'nin sürümden kazandığı projedir sadece.

Teknik içeriğe girecek olursak: YouTube PÜF NOKTALARI

Adwords dediğimiz bir sistem vardır, bir kelime başına ödenen para bu sistemle çalışmaktadır. YouTube bunu otomatik ayarlar.

Eğer içeriğinde bir otel kelimesi geçiyorsa veya bir araba markası kelimesi geçiyorsa YouTube otomatik olarak o videoya otel reklamı veya araba markası reklamı atar. Senin kazanacağın para o reklamda kullandığın kelimeye o firma ne kadar bütçe ayırmışsa 1000 izlenme başına veya reklam tıklaması başına o kadar para kazanırsın.

Yani senin paranı YouTube vermez kullandığın kelimeler verir.

Bu yüzden attığınız videolara oluşturduğunuz içeriklere dikkat edin.

Oyun videoları paylaşıyorsanız güncel oyunları oynamanızda ve takip etmenizde fayda var. Büyük kanalları takip ederseniz sürekli güncel paylaşımlar yaptıklarını fark edeceksiniz. Eğer birbaşkasının oynadığı oyun çok izlenmişse sizde o oyun izleniyor diye aynısını yapmaya çalışırsanız ne özgünlük kalır nede zevk alırsınız.

Eğitim videoları mı paylaşıyorsunuz. Aynı konuları anlatmayın mesela Photoshop eğitimi veriyorsunuz tutupta araçları kutuları anlatmayın, bunu yüz bin kanal yapıyor zaten. Araçları anlatmak yerine bir araçla farklı ne yapılabilir gibi yöntemlerini püf noktalarını anlatın, işte ozaman dikkat çekersiniz.

İlginç bilgiler mi paylaşıyorsunuz. Evet genelde 51. bölge Deepweb bunlardan en ünlü olanları ve herkes bu içerikleri paylaşıyor ben dahil. mesele burada farklı bilgiler bulmak değil tabiki araştırarak farklı bilgilerde bulacaksınız o ayrı, ama anlatmak istediğim aynı bilgi içerisindeki farklı bir tio farklı bir olgu. Mesela Deepwebte ortaya çıkan yeni bir görüntü yada video. başlığı altında bilgi içeriği oluşturabilirsiniz.

Tekrar söylüyorum işin püf noktası izlenme sayısı değil izlenme dakikası. YouTube kanalınızın demografi sekmesini sürekli takip edin kitle tutma sekmesini sürekli takip edin, özgün olun, dürüst olun, doğru tagler atın, kazanın :)

Ve malesef sektörün hastalığı olan 1vs1, 2vs2 olan birbirlerini karşılıklı takip etme meselesine gelince; tek kelimeyle boşuna vakit kaybı bir süre sonra bunlar siliniyor boşuna çabalamayın. Benim kanalımın izlenme kitlesi %98 abone olmayan kullanıcılardan geliyor. yani abonelik çok önemli değil.

Son zamanlarda reklam veren dostu olan YouTube artık argo kelimelere ve +18 tehlikeli kelimelere ödeme yapmıyor. yani boşu boşuna videoları çalıpta platformu kirletmeyin.


Sırf izlenme kasmak için de spam etiketler atıyorsunuz ya, sadece ke
ndinizi kandırırsınız. artık karşınızda yapay zeka var. 

Kendi reklamlarınıza tıklamayın arkadaşlarınıza tıklatmayın.

Bunlar hesabınızın kapanmasına veya ceza almasına vesile olacaktır.

Daha fazla püf noktası ve sorularınız olursa yorumlarınızı bekliyorum.

Fakir kanalımada göz atabilir abone olabilirsiniz :) 
Youtube Kanalı için TIKLAYINIZ





İyi içerik üretmeler...



Grafik Tasarım & Fotoğraf

31 Ağustos 2016 Çarşamba

VEKTÖR GRAFİK NEDİR

Vektör grafikler çözünürlükten bağımsız, her bir nesne matematiksel ifadelerle oluşturulan ve en önemlisi detay kaybetmeden herhangi bir boyutta yeniden ölçeklendirilebilen grafik türüdür.

Aşağıda görüldüğü üzere vektörel nesne büyüdüğünde herhangi bir büyüme gerçekleşmiyor.




Bitmap Grafik Nedir?
Bitmap türü grafiği tanımlayacak olursak, ilgili imajı oluşturan ve her biri renk bilgisi içeren piksel veya noktaların yan yana ve alt alta dizilmesiyle oluşan grafik türüdür.

Piksel'den kısaca bahsetmek gerekirse bir bitmap görüntüyü oluşturan en küçük noktadır. 

Bitmap grafikler hangi programlarla oluşturulabilir?
Bu tür grafikleri oluşturmak için en bilindik ve en popüler olan Adobe Photoshop'u ilk başta sayabiliriz. Sonrasında uzun zamandır Photoshop'a alternatif olarak gösterilen Corel ve Illüstratörden bahsedebiliriz.

Yine açık kaynaklı ve ücretsiz bir program olan Grimp'i duymuşsunuzdur. Eğer Grimp'in arayüzüne yabancı iseniz Grimpshop'u deneyebilirsiniz. Grimpshop'taki arayüz Photoshop ile hemen hemen aynı yappılmaya çalışılmıştır.

Bitmap grafiklerde en çok kullanılan uzantılar .jpg, .png, .gif, .bmp gibi...

Vektör Grafiklerin Avantajları
Vektör grafikler farklı boyutlar ve farklı renklerde üretilmesi gereken çalışmalarda kullanılmak için idealdir.

Örneğin bir vektörel görsel çalışması büyük bir ilan tahtası için büyütülüp kullanılabilir. Aynı zamanda istenilen derecede küçültülüp kullanılabilir, kalite kaybı olmaksızın çeşitli baskılarda da kullanılabilir.

Vektörel bitmap'lar yeniden şekillendirilip, yeniden renklendirilebilirler.

Vektörler Photoshop gibi piksel tabanlı programlarda kullanıldığı takdirde büyütülüp küçüldüğünde görüntü kaybına, kalite kaybına uğrayabilir.